Son dakika haberi! Yeniden Refah Partisi Genel BaÅŸkanı Erbakan: ‘Kentsel dönüşüm projeleri birer rantsal dönüşüm mantığıyla yapılıyor’

– Yeniden Refah Partisi Genel BaÅŸkanı Erbakan: ‘Kentsel dönüşüm projeleri birer rantsal dönüşüm mantığıyla yapılıyor’ANKARA – Yeniden Refah Partisi Genel BaÅŸkanı Dr. Fatih Erbakan partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında deprem ve milli eÄŸitim konuları üzerinden Türkiye gündemini ele aldı. Dr. Erbakan,’ Kentsel dönüşüm projeleri birer rantsal dönüşüm mantığıyla yapılıyor’ dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Merkezi’nde yapılan toplantıya partinin Genel BaÅŸkan Yardımcıları ve Ä°l BaÅŸkanları’nın yanı sıra Prof. Dr. DoÄŸan Aydal, Bahattin Sungur, Cengiz Zor, DoÄŸan Bekin, 20. ve 21. Dönem Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu katıldı.’Herkesin her fırsatta dile getirdiÄŸi ‘deprem deÄŸil, tedbirsizlik ve ihmal öldürüyor’ sözünü bizler de tekrar ediyoruz çünkü sonuna kadar katılıyoruz’Marmara Bölgesi’nde olabilecek depremin büyük yıkıma yol açacağını belirten Dr. Fatih Erbakan,’ Deprem geçtiÄŸimiz günlerde Ä°zmir’de yaÅŸanan ve çok sayıda vatandaşımızın hayatını kaybettiÄŸi deprem hadisesi bizlere bir kez daha depremin gerçek yüzünü gösterdi. Depremin bir kez daha ciddi bir ÅŸekilde gündemimize girmesine vesile oldu. Her zaman herkesin -sadece bizlerin deÄŸil- ifade ettiÄŸi gibi topraklarımızın çok büyük bir bölümü deprem kuÅŸağında yer almaktadır. Deprem açısından riskli bölgededir, fay hatlarının üzerindedir. ve bu sebeple de yıllardan beri belirli aralıklarla depremlere maruz kalıyoruz, can ve mal kayıplarına maruz kalıyoruz. GeçtiÄŸimiz aylarda Elazığ’da gerçekleÅŸen deprem ve daha geçtiÄŸimiz günlerde Ä°zmir’de gerçekleÅŸen deprem bunlardan sadece birkaç tanesidir. ve uzmanların da ifade ettikleri gibi yakın gelecekte Ä°stanbul’da Marmara Bölgesi’nde büyük yıkıma sebep olabilecek bir depremin ayak seslerinin duyulduÄŸu da açık bir gerçektir. Böyle bir tablo karşısında yine sadece bizim deÄŸil herkesin her fırsatta dile getirdiÄŸi ‘deprem deÄŸil, tedbirsizlik ve ihmal öldürüyor’ sözünü artık adeta kliÅŸeleÅŸen bu sözü bizler de tekrar ediyoruz çünkü sonuna kadar katılıyoruz’ ifadelerini kullandı.’Neden depreme bir türlü Japonya gibi bazı geliÅŸmiÅŸ ülkeler gibi hazırlıklı hale gelemiyoruz?’Depremlerin acı sonuçlar ortaya koymasının sebeplerini bilinçsizlik, rant kaygısı ve cehaletle baÄŸdaÅŸtıran Erbakan,’ Peki bu kadar deprem yaÅŸamamıza raÄŸmen, bu kadar kayıplara uÄŸramamıza raÄŸmen ve hep bir ağızdan deprem deÄŸil depreme hazırlıksızlık ve tedbirsizlik öldürüyor dememize raÄŸmen bu tedbirleri neden almıyoruz? Neden depreme bir türlü Japonya gibi bazı geliÅŸmiÅŸ ülkeler gibi hazırlıklı hale gelemiyoruz? Ãœlkemizde üzülerek ifade etmek gerekirse kentsel dönüşüm projeleri birer rantsal dönüşüm mantığıyla yapılıyor. Depreme duyarlı bir ÅŸekilde bu projeler maalesef ki ifa edilmiyor. Bu nedenle de depreme dayanıksız konut stoÄŸumuz maalesef ki azalmıyor’ ÅŸeklinde konuÅŸtu.Deprem konusunun ardından Milli EÄŸitim’i ele alan Yeniden Refah Partisi Genel BaÅŸkanı Erbakan ÅŸunları kaydetti: ‘Milli görüşün temsilcileri olarak çok kritik gördüğümüz bir hususa da deÄŸinmemiz gerekmektedir. Bu hususta eÄŸitim sistemimizin dış müdahalelerden bağımsız gerçekten milli bir eÄŸitim sistemi olması hususudur. En önemli beka meselelerimizden bir tanesi gerçekten milli eÄŸitim sistemine sahip olmamızdır. Ãœlkemizin o dönemde içinde bulunduÄŸu ekonomik dar boÄŸazı fırsat olarak gören Amerika BirleÅŸik Devletleri 27 Åžubat 1946 tarihinde Türkiye ile bir kredi anlaÅŸması imzalamıştır. Tarihte Kahire AnlaÅŸması olarak bilinen bu anlaÅŸmaya göre Türkiye’ye Amerika’nın bir miktar borç vermesi karşılığında Amerika’nın 2. Dünya Savaşı artığı, demode, eski birtakım teçhizat ve askeri malzemelerini Türkiye’ye satması kararlaÅŸtırılmıştır. Ancak bu anlaÅŸmayla birlikte asıl zehir anlaÅŸmanın içine saklanmış. Önünde ‘milli’ ibaresi bulunan iki tane bakanlığımız. Milli Savunma Bakanlığı ve Milli EÄŸitim Bakanlığı maalesef ki Amerikan emperyalizmine adeta teslim edilmiÅŸtir. Bu anlaÅŸma gereÄŸi kabul edilen üretim kısıtlamaları nedeniyle 70 sene süre boyunca Milli Savunmamızın millikle alakası kalmamış, yerli ve milli üretim savunma sanayii alanında maalesef ki gerçekleÅŸtirilememiÅŸ. Savunma sanayimiz önemli ölçüde dışa bağımlı hale getirilmiÅŸtir. Yine bu anlaÅŸmanın doÄŸrultusunda 1950 tarihinde yapılan yeni bir anlaÅŸma ile Milli EÄŸitim Bakanlığımız adeta dış güçlerin vesayetine terk edilmiÅŸtir. Bu 1950 tarihli anlaÅŸmayla Türkiye Fulbright EÄŸitim Komisyonu olarak bildiÄŸimiz BirleÅŸik Devletler EÄŸitim Komisyonu kurulmuÅŸtur. NeymiÅŸ bu komisyon içerisinde dört tane Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı var dört tane de Amerikan vatandaşı var. Sekiz kiÅŸilik bir komisyon. Ancak komisyonun başında nihai karar verici sıfatıyla Amerika’nın Ankara Büyükelçisi yer alıyor. Daha da ileri boyutta anlaÅŸmazlık olması halinde son kararı verecek olan Amerikan DışiÅŸleri Bakanı olarak konuluyor. Böyle bir manzara böyle bir anlaÅŸma Allah vermesin, aklımıza sömürge ülkelerini getirmektedir. Ne münasebetle Amerika ile savaÅŸ yaptık kaybettik Allah korusun ve Amerika’nın boyunduruÄŸu altına girdik de mi milli eÄŸitimimizi Amerika’nın Büyükelçisi’ne adeta sömürge valisi gibi veya Amerika’nın DışiÅŸleri Bakanı’na teslim ediyoruz. Yine bu operasyonlar doÄŸrultusunda Milli EÄŸitim Bakanlığı bünyesinde Milli EÄŸitimi GeliÅŸtirme Komisyonu adı altında bu sefer büyük çoÄŸunluÄŸu Amerikalılardan oluÅŸan bir komisyon daha kuruluyor. Sözde Milli EÄŸitimi GeliÅŸtirme Komisyonu adı altında çalışan bu komisyonun marifetiyle yıllar içerisinde ilkokul, ortaokul, lise ve hatta üniversite eÄŸitiminin içi boÅŸaltılıyor. Ahlaki ve manevi eÄŸitim önceliÄŸinden materyalist bir eÄŸitim ve müfredat maalesef ki hayata geçiriliyor.”Dış güçler tarafından kontrol altına alınmış bir kurumdan milli bir eÄŸitim sistemi çıkarılmasını beklemek mümkün deÄŸildir’Uluslararası araÅŸtırmalarda Türkiye’deki öğretim kalitesinin 130 ülke arasından 97. ülke olduÄŸumuzu söyleyen Dr. Erbakan,’ Bu komisyonun yayınlamış olduÄŸu yıllık raporlardan aldıkları tavsiye kararlarının milli eÄŸitimimizi ne noktaya getirdiÄŸini açık bir ÅŸekilde görüyoruz. ve aynı zamanda YÖK’e baÄŸlı üniversitelere dahi müdahale ettiklerini açık bir ÅŸekilde görüyoruz. Bu noktada birkaç tane daha önce de ifade ettiÄŸimiz gerçeÄŸi de söylemek istiyorum. Uluslararası PISA derecelendirme kuruluÅŸunun öğretim kalitemize verdiÄŸi notlar ortadadır. Öğretim kalitesi bakımından 130 ülke arasında 97. ülke olduÄŸumuzu ortaya koyan Dünya Ekonomik Forumu’nun raporu ortadadır. Bölgesel güç olacağını iddia eden Türkiye 21. Asra geldiÄŸimiz ÅŸu günlerde eÄŸitim kalitesi bakımından Kamboçya, Nikaragua ve Tanzanya ile aynı seviye bir eÄŸitim seviyesine sahiptir. Yine bu sözde eÄŸitimi geliÅŸtirme komisyonun – Amerikan kontrolündeki komisyonun- yüksek öğretimimizi de ne hale getirdiÄŸi ortadadır. Bugün dünyada ilk 500 üniversite içerisine Türkiye’den bir tane üniversite bile çoÄŸu sene girememektedir. Girse girse bazı seneler de bir tane üniversitemiz ilk beÅŸ yüz üniversite sıralamasına ancak girebilmektedir. Dış güçler tarafından kontrol altına alınmış bir kurumdan milli bir eÄŸitim sistemi çıkarılmasını beklemek mümkün deÄŸildir’ dedi.(MC -BC -ÖK-Y)

Bir önceki yazımız olan Son dakika haberleri... Bakan Akar'dan Almanya'nın hukuk dışı gemi aramasıyla ilgili açıklama yaptı başlıklı makalemizde Bakan, Haber ve Hukuk hakkında bilgiler verilmektedir.